*Bana fiIozofIarın değiI, peygamberIerin haber verdiği AIIah gerek.
*Yüreğin kendi akIı vardır, akIın hiç biImediği.
*Halimiz gerçekten mutluluk verici olsaydı, kendimizi onun hakkında düşünmekten alıkoyma gereği duymazdık.
*Tanrı’yı tanımak ve O’nu sevmek arasında ne çok fark vardır.
*Her seçim bir vazgeçiştir.
*Şu zavallı çocuklar, "Bu köpek benim” diyorlardı. “Orası güneşteki benim yerim.” İşte tüm dünyayı kuşatan gasbedip sahiplenme davasının nasıl başladığının en canlı timsali.
*Papağan, temiz de olsa gagasını siler.
*Şöhret o kadar tatlıdır ki, onunla ilgili olması kaydıyla, herşeyi severiz—ölümü bile.
*Çok büyük bir ihtimalle, bir gemiye kaptan olarak, o gemide doğmuş birini seçmeyiz.
*İnsanin felaketi, sessizce odasında, ait olduğu yer olan odasında oturmak istememesinden gelir.
*Düşünce gücümüz arttıkça, özgür insanların çoğaldığını görürüz. Basit insanlar, kişiler arasında bir ayrım görmezler.
*Bir adamı gördüğümüzde kitabını anımsıyorsak bu kötüye işarettir.
*Yararlı olmak ve bir başkasına yanıldığını göstermek istediğimizde, o kişinin söz konusu şeyi hangi açıdan ele aldığını gözlemlememiz gerekir, çünkü genelde bu şey o açıdan bakıldığında doğrudur. Bu gerçeği kabul etmeli, ancak bunun hangi açıdan yanlış olduğunu görmesini sağlamalıyız. Karşımızdaki bundan mutluluk duyacak, çünkü yanılmamış olduğunu, tek eksikliğinin bütün açılardan görememek olduğunu anlayacaktır. Çünkü her şeyi görmemesinden ve ele aldığı açıda doğal olarak yanılabilmesinden kaynaklanır.
*Genellikle, başkalarının bulduğu nedenlerdense kendi bulduğumuz nedenlerle daha kolay ikna oluruz.
*Bir yapıt oluştururken en son bulduğumuz şey, en başa neyin konulması gerektiğidir.
*Kendileri hiç de hayranlık uyandırmayan şeylerin benzerlerini sunup yönetimin ilgisini çeken resim sanatı ne büyük bir kendini beğenmişlik.
*Ölümü düşünmek ne kadar tehlikesiz de olsa, ölümü hiç düşünmeden ona katlanmak daha kolaydır.
*Ölüme, yoksulluğa, bilgisizliğe çare bulamayan insanlar, mutlu olmak için bunları hiç düşünmemek gerektiğini anladılar.
*Yüreğin kendi akIı vardır, akIın hiç biImediği.
*Halimiz gerçekten mutluluk verici olsaydı, kendimizi onun hakkında düşünmekten alıkoyma gereği duymazdık.
*Tanrı’yı tanımak ve O’nu sevmek arasında ne çok fark vardır.
*Her seçim bir vazgeçiştir.
*Şu zavallı çocuklar, "Bu köpek benim” diyorlardı. “Orası güneşteki benim yerim.” İşte tüm dünyayı kuşatan gasbedip sahiplenme davasının nasıl başladığının en canlı timsali.
*Papağan, temiz de olsa gagasını siler.
*Şöhret o kadar tatlıdır ki, onunla ilgili olması kaydıyla, herşeyi severiz—ölümü bile.
*Çok büyük bir ihtimalle, bir gemiye kaptan olarak, o gemide doğmuş birini seçmeyiz.
*İnsanin felaketi, sessizce odasında, ait olduğu yer olan odasında oturmak istememesinden gelir.
*Düşünce gücümüz arttıkça, özgür insanların çoğaldığını görürüz. Basit insanlar, kişiler arasında bir ayrım görmezler.
*Bir adamı gördüğümüzde kitabını anımsıyorsak bu kötüye işarettir.
*Yararlı olmak ve bir başkasına yanıldığını göstermek istediğimizde, o kişinin söz konusu şeyi hangi açıdan ele aldığını gözlemlememiz gerekir, çünkü genelde bu şey o açıdan bakıldığında doğrudur. Bu gerçeği kabul etmeli, ancak bunun hangi açıdan yanlış olduğunu görmesini sağlamalıyız. Karşımızdaki bundan mutluluk duyacak, çünkü yanılmamış olduğunu, tek eksikliğinin bütün açılardan görememek olduğunu anlayacaktır. Çünkü her şeyi görmemesinden ve ele aldığı açıda doğal olarak yanılabilmesinden kaynaklanır.
*Genellikle, başkalarının bulduğu nedenlerdense kendi bulduğumuz nedenlerle daha kolay ikna oluruz.
*Bir yapıt oluştururken en son bulduğumuz şey, en başa neyin konulması gerektiğidir.
*Kendileri hiç de hayranlık uyandırmayan şeylerin benzerlerini sunup yönetimin ilgisini çeken resim sanatı ne büyük bir kendini beğenmişlik.
*Ölümü düşünmek ne kadar tehlikesiz de olsa, ölümü hiç düşünmeden ona katlanmak daha kolaydır.
*Ölüme, yoksulluğa, bilgisizliğe çare bulamayan insanlar, mutlu olmak için bunları hiç düşünmemek gerektiğini anladılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder