*Kitaptan güzel dost yoktur.
*İlim örenmek isteyen faydalı bir şey işittiği zaman onu
yazmalı, okuduklarından aldığı notları kaydetmeli. Çünkü ‘ilim bir avdır, onun
bukağısı yazmaktır.’ Yazdığını da ezberlemesi gerektir, zira ilim hatırda
tutulandır, deftere emanet edilen değil. Deftere yazmaktan maksat, unutma
olursa bakmak içindir, yoksa defterde yazılana güvenmek için değil.
*Kalemin mürekkebiyle öyle bir vuruşu var ki, kılıcın
şarabından, yâni döktüğü kandan daha keskindir. Harap olup gitmeyecek bir yazar
yoktur; ancak onun elinin yazdıkları dünya durdukça durur.
*Talebe kötü huylardan arınmış, temiz olmalıdır. Nasıl
içinde köpek olan eve melâike girmezse, içinde bâtınî köpekler olduğu zaman da
onlar (ilimler) kalbe giremezler. Eskilerde ilk önce bir talebenin halini,
seciyesini arayıp sorarlar, eğer onda kötü bir ahlak bulurlarsa, ileride fesada
alet olmasın, diye onu reddederlerdi. Şayet onu temiz ahlaklı bulurlarsa,
kendisine ancak o zaman ilim öğretirlerdi. Gerek kendi, gerekse başkasının
dinine fesat getirmesinden korktukları için de, mükemmel bir hale gelmeden onun
peşini bırakmazlardı.
*Edeb,insanın halkla düşüp kalkmasında ve onlarla
münasebetlerinde, güzel ahlakı ve beğenilen hasletleri kendine huy edinmesidir.
*Vakitlerin âdâbına riayet eden kimse, insanların erdiği
mertebeye ulaşır. Zamanını
ziyan eden kimse ise, yaklaştığını sandığı yerde uzak düşmüş, kabul göreceğini
umduğu yerde geri çevrilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder